Yazan: Işık SÜKAN
Ey sultanım iki cihan Hakanı. Sensin kulunun arkası, sığınağı.
*
Dileyip daima senin o temiz zatını. Şeytanlar şerrinden ver kurtuluşu. *
Bu şeytanın şerrinden kime kaçarım. Senin önündedir kemahın sırrı. *
Allah’ım sana ben yandım şimdi. Özümsün herkese rızk veren Allah. *
“Kiramen katibin” adlı melek. Çöl kumlarından çok günahı. *
Muhammed ki âleme yol göstericidir. O günde olacaktır yardımcı. *
Okuyup kitabımı görsem hiç amel yok. Başımı önüme eğip olacağım pişman.
*
Ki ben derim “Bu işi yaptığım yok” bütün organlarım olacaktır şahit.
*
Ölümün elinden hiç kimse kurtulmaz. Kalender ol başına giy külahı. *
Cehennem üstüne kurulu sıratı. Görüp kullar eyler figan-ahı. *
Hoca Ahmet Yesevi sen ağla daima. Sahiplik etmez sana yârinki ahı.
AÇIKLAMALAR:
Cenab-ı Hakk CC. Yokluk âleminde konuşlanmışken bilinmek istedi ve varlık âlemini yarattı. Var olabilmek için mutlaka ruhun mevcudiyeti şarttır. Varlık âleminde görünen akla gelir gelmez her nesnenin ve çeşitli cisimlerin kendilerine göre mutlaka bir ruhu vardır. Eğer ruhu yoksa cismi de yoktur. Efsaneye göre “Cenab-ı Hakk on sekiz bin âlemi altı günde yarattı. Yedinci gün dinlendi.” denmiştir. İnsanın yaradılışı daha sonradır. İnsan yaratılan mahlûkların en şereflisidir.
Cenab-ı Hakk insan bedenini iki trilyon hücreden yaratmıştır. Bu günkü teknolojiye göre biliyoruz ki bir hücreden klonlamak suretiyle o yaratığın kopyasını çıkarmak mümkün.
İnsan bedeni yaratıldığı zaman demek ki, iki trilyon ruh ile birlikte yaratıldı. Bu heykeli meydana getiren hücreler; hangi doku ve organlar için gerekiyorsa ona göre tasarlanmıştır. Yani Cenab-ı Hakk bunları, dünya gezegenini meydana getiren iki yüze yakın elementler topluluğundan icap edeni seçerek imal etmiştir. O yüzden dünyayı meydana getiren elementlerin ruhları, insanı meydana getiren hücreler topluluğunda kullanılmış elementlerin ruhlarıyla aynıdır. İnsanın bedeni bu yüzden dünya ile özdeşleşir. Cins cinsi çektiği için bu kanuna göre insan dünyayla birlikte mütalaa edilmek mecburiyetindedir. Bilhassa (ego) yani (nefis) bu şekilde bütün karmaşıklığına rağmen daha iyi analiz edilebilir ve anlaşılabilir. Kişi doğada fenafillâh olduğu zaman onun kudret ve kuvvetine ortak olur. Mevlana’nın deyişinde bu husus şöyle ifade edilmiştir. “Bir katre idim deryaya düştüm.” İnsan bedenini oluşturan yapı taşı hücreleri meydana getiren ruhaniyetiyle doğayı meydana getiren elementlerinin cümlesinin ruhaniyeti birleştiğinde bu sözdeki hikmet anlaşılmış olur.
Cenab-ı Hakk’ın Adem’e kendi ruhunu üflemesiyle insan bedeninde vicdan adını verdiğimiz bu ruh ki psikoloji ilminde buna süper ego da denmektedir. Kuran’ı Kerim’de Nur suresinde ifade edildiği gibi bu ruh nurdan bir misbah içinde konuşlanmış kıldan ince bir kanalla bedene bağlanmıştır. Akıl zeka ve yetenekler onun muhafızlarıdır. Görevleri nefse doğru yolu işar etmektir.
Çok iyi bildiğiniz gibi en büyük peygamberlerden olan Hz. Musa ümmete adaleti ve hukuku öğretmek maksadıyla gönderildi. Hz. İsa insanlara aşkın ve sevginin ne büyük bir güç olduğunu anlatmak için vazifelendirildi. Hz. Muhammed ise insanlığa ilmin önemini ve değerini bildirmek için geldi. Fatiha’yı şerifenin birinci ayetinde: “Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi Rabbil âlemin= Çok tedbirli ve çok şefkatli Allah’ın adıyla, alemlere öğreten Allah’a (Rab) Allah’a mahsus bir teşekkürle teşekkür ederiz.” Cenab-ı Hakk “ilim yapmak istemeyen gidip kendine başka bir Allah arasın” buyurmuştur. Ancak ilim bilgilerin sistematik bir beraberliğinden oluştuğuna göre; mecburen ilim yapmak isteyen kişiler öğrenecekleri bilgileri deneme yanılma metodu ile araştırarak ve tecrübe ederek edinirler. Bu yüzden bilgiye ulaşıncaya kadar birçok hata yapmak zorunda kalırız. İşte irili ufaklı bu hatalar başka adıyla günahlar işlemek zorundayız. O yüzden, Cenab-ı Hakk’ın en önemli isimlerinden biri de AFÜV’ dür. Kiramen kâtiplerinin hesabını tuttuğu bu günahlara bakarak, Hoca Ahmet Yesevi korkmaktadır. Ama bu korku belki de öğrenmemiz gerekmeyen faydasız veya zararlı bilgileri edinirken içine düştüğümüz hatalardan olabilir. Yunus Emre RA. diğer hatalar için “Hatalarımız öğretmenlerimizdir” önermesini haklı çıkaracak bir şiir yazmıştır. Onu nakletmeden geçemeyeceğim.
Ol ferişteler adı Kiramen Katibin
Yazmaktan usanmazlar
Irmazlar yazda kışta
Birisi sağ omzunda
Birisi sol omzunda
Birisi hayrın yazar
Birisi şer, cümbüşte
Kağıtları tükenmez, ne hot mürekkepleri
Aşınmaz kalemleri, kayyumlardır ol işte
Azrail gelmez yanıma
Sorucu gelmez sinime
Bunlar benden ne soralar
Onu sorduran ben oldum
YUNUS EMRE
“Ben, güzel Allah’ım gecenin karanlığından, şeytanın neuzubillah şerrinden, iyi olmayan insanlardan iyi olmayan cinlerden sakınıp sana sığınırım.” Işık Sükan
|