Yazan: Işık SÜKAN

 

HİKMET 24

Allah’ım beni salasın öz yoluna. Nefs elinde harap oldum ben işte. Fısk (haddini tecavüz ederek günah işlemek) ve fücur (evli olduğu halde yabancı kişi ile cinsel beraberlik kurmak, zina) dolup taşıp haddini aştı. Boğularak isyan (Allah’ın emirlerine karşı gelmek, itaatsizlik) içinde kaldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
        Daha önce de açıkladığımız gibi öğrenmenin ve bilmenin birkaç fazı vardır. Bilmek için; önce farkına varmak, daha sonra araştırmak, daha sonra öğrenmek, daha sonra bilmek ve bu bilgiyi hafızaya yerleştirmek gerekir. Fakat bununla işlem bitmiş sayılmaz. İdrak yani hidayet gerekir ki bilgiyi kullanmak ve davranışlarımıza indirgemek mümkün olsun.
        Yine daha önce ifade ettiğimiz gibi; insan bedeninde iki trilyon hücre vardır. Herhangi bir şey için vardır demek onun ayrıca bir ruhu olduğunu da kabul etmek demektir. Bedenimizdeki organların ait olduğu sistemlerin, (örneğin; sindirim sistemi, sinir sistemi, dolaşım sistemi, seksüel sistem gibi) de kolektif ruhları vardır ve bu ruhları yöneten lider ruhun adı yani bedenin maddi varlığının ruhu NEFİS’tir. Nefsi Kuran’ı Kerim’e göre, (Fetih suresi, 29. ayet) Allah’ın bedenimize üflediği kendi ruhani ruhu kontrol etmektedir ki buna halk arasında vicdan denmektedir.
        Pisikoloji ilmine göre nefsin adı EGO, vicdanın adı da SUPER EGO’dur.
        Hoca Ahmet; nefsin yani egonun bencilliği, aç gözlülüğü ve başı boş istekleri yüzünden harap olduğunu, kendisine çekici gelen kadınlara karşı evlilik dışı ilişkilere karşı (zina) şehvet dolu hisler taşıdığını ve Allah’ın kurallarına ayetlerine aykırı günah davranışlarla isyankar olduğunu ifade ederek, bütün bu hallerine rağmen Tanrı’nın kendisini öz yoluna salması için dua ediyor.
        Haddini bilmeden, aç gözlülükle günah işlemekte iken Hoca’nın Tanrı’nın öz yoluna iletilmek istemesi, süper egonun nefis üzerine kazandığı zaferi betimlemektedir. Bununla insanların hidayete ermeleri halinde yol gösteren fenomeni buldukları anda her türlü yanlıştan kurtularak hayatlarını Tanrı’ya layık biçimde taçlandırabileceklerini anlıyoruz.  Hud suresinde Cenab’ı Hakk’ın bir türlü yola gelmeyen asi insanlara üzülen Resulullah SAV. hitaben indirdiği ayet şöyledir. “Ya Resulallah! Biz seni kendisine hidayet verdiğimiz kişilere doğru yolu göster diye görevlendirdik. Kendisine hidayet vermediğimiz kişilere öğretemezsin.” Sevgili efendimiz Hz. Muhammed SAV. Hz.’leri: “İşte benim saçımı bu ayet ağartmıştır.” hadisini beyan etmiştir.

*

        Kirli dünyaya talip olup it gibi yürüdüm. İsteyip onu arkasından gece gündüz kovaladım. Emrini tutup Hakk yoluna gözümü yumdum. Nereye gideyim ey dostlar nideyim ben işte.
AÇIKLAMALAR:
        Maddi dünya güzellikler ve nimetlerle doludur. Bunlara hayranlıkla bakmak ve nimetlerden yararlanmak insan için haktır. Fakat insan düşüncesizce bunların yarar ve zararlarını hesaba katmadan aç gözlülükle ve bencilikle insana layık olmayan duygularla köpek gibi bunların arkasında kural tanımadan koşarsa sonuç olarak uğradığı zararlara katlanmak mecburiyetinde kalır. Uğradığı zararlar karşısında ne yapacağını nereye gideceğini şaşırır. Hoca Ahmet bu durumu açıklıyor.

*

Nefis ve şeytan esir kıldı Ademoğlunu. Develer gibi bağlayıp aldı iki kolunu. Ne zordur sağ ve solu bilmeden yolunu. Vah ne yazık hasret ile gideceğim ben işte.
AÇIKLAMALAR:
        Nefisin başı boş kalması halinde, insanın en önemli düşmanı olan şeytan ortağı olarak, Ademoğlunun kollarını bağlayıp onun yolunu şaşırttığını bu halde sağı solu bilmekten aciz kalınarak hakikat yoluna hasret kalınacağını ve akıbetin kötülüğü açıklanıyor.  

*

Yok benim gibi kötü bela alem içinde. Hiç olmadı benden razı halk ve Allah. Şimdi sonunda benim yüzüm kara. Vaveyladan önce niye böyle oldum ben işte.
AÇIKLAMALAR:
      
Yukarıda açıkladığımız gidişatın sonunda alem içinde kötü kişi oldum. Halk benden razı olmadığı gibi Allah’ta benden razı olmadı. Yüzüm kara olduğu için bana vaveyla ve vah vah diye ağlamak kaldı.

Hz. Musa Hakk’ın huzuruna Turi Sina’da çıktığı zaman Cenab’ı Hakk ona tanıdığın en kötü kişi kimdir? Diye sordu. Bir süre düşünen Musa tanıdığım en kötü kişi herhalde kendimim. Cevabını verdi. Cenab-ı Hakk; Eğer kendinden başka birini söyleseydin seni kulluğumdan azlederdim dedi. Hoca Ahmet Yesevi bu hikmetinde kendini kötüleyerek tevazu gösterirken Allah’ın kendisinden razı olmadığını düşünerek ağlıyor. Halbuki bu hali Allah’ın ondan razı olduğunu gösterir.

*

Bağışladığı aziz canım bilmedim ben. Zahir-batın hazırsın deyip durmadım ben. Kara yüzümü dergâhına sürmedim ben. Ya Rabbim her ne yaparsan geldim ben işte.
AÇIKLAMALAR:
        Allah’ın bize lütfedip bağışladığı canı ve hayatı Hoca bilmediğini söylüyor. Yani hayatın ve onun getirdiği bilgilerin ve yaşamakla elde edilen olgunluğun kadrini bilmediğini söylüyor.  Apaçıklıkta ve gizlilikte hazır ve nazırsın diye inandığından kara yüzünü dergahına sürmediğini anlatıyor ve Rabb’in kendisine ne yaparsa ondan razı olduğu için huzuruna geldiğini ifade ediyor. O bu kahramanlığı yaptıktan sonra yücelerden yüce Allah elbette onu affederek değerlendirecektir.

*

Dayanma gücüm yok eğer baksam günahıma. Tövbe eylemeye kaçıp geldim penahına. Rahmet ile nazar eyle Hoca Ahmet’e. Her ne yaparsam ben bi neva geldim ben işte.
AÇIKLAMALAR:
        Günahıma bakacak olsam dayanma gücüm yok. O günahlardan tövbe etmek için ve cezalandırılmamak için kaçıp Cenab-ı Hakk’ın sığınılacak köşesine geldim. Rahim olan Hakk Hoca Ahmet’e acıyarak bakarsa ne yapıp böyle ahenksiz bir hale gelmeme rağmen belki affedilirim.

   
     
1
HOCA AHMED YESEVİ
DİVAN-I HİKMET
1

© 2005 Işık Sükan - Her Hakkı Saklıdır. İzin almadan çoğaltılamaz ve kopyalanamaz.
Bu site bir Bora Döken tasarımıdır.