Yazan: Işık SÜKAN
Gönül gözünü ışıldatmadan ibadet eylese. Dergâhına makbul değil bildim ben işte. Hakikatten bu sözleri temiz öğrenip lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
İnsan, daha önce de bahsettiğimiz gibi iki trilyon hücreden imal edilmiş bir bedene sahiptir. Bu hücreler, dokuları, dokular organları, organlar da yaşam hizmetlerini gerçekleştirecek fonksiyonları olan sistemleri meydana getirmiştir. Sindirim sistemi, sinir sistemi, dolaşım sistemi, sempatik sistem, seksüel sistem gibi. Bu saydığımız ünitelerin her birinin kendi ruhaniyeti vardır ve bu ruhaniyetlerin reisi nefistir. Cenab-ı Hakk Adem peygamberin vücuduna kendi ruhunu üfleyince o en güzel isimlerin ve faziletlerin efendisi olan ruhaniyet; bir misbah içinde konuşlanmış olup fevkalade ince bir kordonla bedene bağlanmıştır. O yüzden Hakk; “Ben size şah damarınızdan daha yakınım.” demiştir. Fetih suresi 29 ayet son cümle bu hakikatten bahsetmektedir. Bedendeki bütün sinirlerin tesirleri yürekte bulunan siyah bir noktanın kontrolü altındadır. (Bk. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.’lerinin Marifetnağmesi)
İnsan sinir sisteminin streslerden kurtularak kalbte teşevvüş yaratmaması ve zihnin karmaşık, karışık düşüncelerden arınarak sakinleşmesi ve derin bir huzura kavuşması halinde; gönül gözü açılır. Yaratılışımıza sebep olan sevgi, bedenimizi kaplayınca gönlümüz Hakk’a karşı minnet, şükür ve aşkla dolar. O zaman bütün varlığımızla Hakk’a yönelir, ibadet etmek isteriz. Eğer tarif ettiğimiz bu hallerin dışında; gönül gözümüz açılmadan, zihnimiz değişik düşüncelerin teşevvüşü altında iken ve huzurumuz yerinde değilse yaptığımız ibadetin Hakk katında makbul olmadığını Hoca net bir şekilde açıklıyor.
*
Bir ve Var’ım dersler verdi perde açıp; yer ve gökte duramadı şeytan kaçıp; Şölen eyleyip, vahdet meyinden doyası içip lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
“Bir ve Var’ım” Cenab-ı Allah birdir ve Var’dır. Kainatta yarattığı her şeyi de bir ve Var olarak yaratmıştır. Dünya yaratılalı milyonlarca yıl geçtiği halde; yeryüzüne birbirinin aynı iki kar tanesi düşmemiştir. Bu gerçek bütün yaratılışlar için de geçerli bir hakikattir. Bu hakikatin açılımına gidersek fevkalade doğa sonuçlarına ulaşırız. Büyük bir sevinç, hayranlık içinde bu açılımın sonucu olan birlik beraberlik yani vahdet’ten her konuda istifade ederek hayatımızı güzelleştirebiliriz. Bu çok olumlu ve çok büyük bir pozitif güçtür. Her konuda negatif olan şeytan bu büyük vahdet gücünün pozitif etkisinden yerde gökte kaçacak bir yer bulamamıştır.
*
Aşk makamı türlü makam, aklın ermez; baştan ayağa zorluk, cefa, sıkıntı gitmez; melâmetler, ihanetler eylese, geçmez; lâmekân’da Hak’tan derler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
(Tanrı Nur’u Muhammed’idir. Ve kâinat Nur’u Muhammed’i den yaratılmıştır.) Tanrı övülmeye en layık olan Işık’tır. Ve kâinat bu Işık’tan yaratılmıştır. Tanrı Işık’tır. Tanrı Aşk’tır. Tanrı İlim’dir. Tanrı Büyük Ruh’tur. Ruh emirdir.
Bir cismin var olabilmesi için onun ruhu olması gerekir. Her cisim değişik dalga boylarındaki ışıktan yaratılmıştır. Işığın sonsuz dalga boylarında seyrettiği bilinmektedir. Bütün enerjiler; ışığın değişik dalga boylarından ibarettir.
Kâinatta var olan her cisim aynı zamanda Aşk’tan yaratılmıştır. Aşk’ın da değişik ve türlü makamları vardır. Her faninin buna aklı ermez. Aşka duçar olanlar; sıkıntı, eza, melâmet, ihanet, cefa çekerler. Ve ancak bu sıkıntılarla mecazi aşktan, hakiki aşka seyrederler. Ve çektikleri ezaya göre daha da yüksek aşk makamlarına ulaşırlar. Hoca bütün bunları mekânı olmayan Hak’tan tahsil etmiştir. *
Aşk belası başa düşse ağlar eyler. Aklını alıp, şaşkın kalıp hayran eyler. Gönül gözü açıldıktan sonra giryan eyler. Lâmekân’da Hak’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Aşk; kainatların yaradılış sebebi olan Işık’tır. Bu insan aklının algılayamayacağı kadar müthiş bir enerjidir. Sevgili peygamberimiz SAV. aklın meleği olan Cebrail ve Burak’la Sidre-i Münteha (varlık alemi ile yokluk alemini birbirinden ayıran kenar) geldiği zaman, “Buradan bir adım daha atarsak yok oluruz.” demişti. Yokluk âlemi aşk âlemidir. Çünkü yok olmayan aşkı bulamaz. Akıl aşkla karşılaştığında yok olmaya mahkumdur. Aşk aleminde Tanrı’nın var olabilmeye devam edebilmesi, Allah’ın maşuk sıfatından dolayıdır. Çünkü Aşk’ın kendisi de Allah’a aşık olmuştur. Hal böyle olunca Tanrı “Ben bilinmeyen bir hazine idim. Bilinmek istediğim için (Nur-u Muhammed’i= Aşk’dan) varlık alemini yarattım. Muhammed’in Sidre-i Münteha’dan Hak’ka yürüdüğü halde yok olmaması, bizatihi kendisinin de maşuk olmasından ileri geliyor. Maşuk olmasaydı yok olurdu. Cebrail maşuk olmadığı için Sidre-i Münteha’dan ileri gitmesi mümkün değildi. Aşk’ın kendisi de Tanrı’da Işık’tır. Varlık alemini; bu iki kelime, atkı ve çözgü halıyı nasıl dokursa onun gibi akıl almaz bir hünerle yaratmıştır.
Hoca Ahmet Yesevi, aşka düştükten sonra tefekkür ederken ne kadar zorlandığını ifade etmeye çalışıyor. Lâmekândan bu dersleri aldığını ifade ediyor. Lâmekân (yokluk âlemi) olduğuna göre; Hoca’nın miraç yaptığını anlıyoruz. *
Ağlar idim seher vaktinde nida geldi .”Cemalimi göstereyim” deyip vaad eyledi. Aklımı alıp, şaşkın kılıp aşkını saldı. Lâmekân’da Hak’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Hoca, Hak’ın çağrısını aldıktan sonra, cemal görme ümidiyle miraca çıkmıştır. Hak cemalini gösterdiyse Hoca aynada kendi yüzünü görmüştür. Orada akıldan söz edilemeyeceğine göre, şaşkın kalması çok doğaldır. *
Burada cefa çekenlere cemali taht. Mahşer günü bağışlar hem taht ve baht; yarattığında eyleyen kendisi aşığa ahd. Lâmekân’da Hak’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Ancak ağır imtihanlardan ve cefalardan mustarip olarak olgunlaşan âşıklara Allah cemalini Taht eyler. Bu seviyeye gelmiş yüksek ruhlu âşık müminleri mahşer günü hem Taht vererek mükafatlandırır hem de düşünemeyecekleri güzellikleri ve hayırlı akıbetleri onlara nasip eder. Mekansızlık aleminde yani miraçta Hak’tan bu dersleri aldığını Hoca ifade ediyor. *
Çöller gezip, halktan bezip aşkını sor. Kul olsan Hak’tan korkup ağlayıp yürü. Cemalini talep eylersen hazır ol. Lâmekân’da Hak’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Aç, susuz, perişan ve yapayalnız yer demir gök bakır, güneşin çatır çatır yaktığı çöllerde gezip kendi derdiyle kavrulan; insanların her türlü baskılarından, anlayışsızlıklarından, sevgisizliklerinden, hasetliklerinden, kemliklerinden bezip “aşkını sor” diyen Hoca; “Hak’tan korkup, yaptığın yanlışlardan, pişmanlıklardan ağlayarak yürü ve buna rağmen Hak’kın cemalini talep edip istersen hazır ol. Çünkü o zaman sende miraç yapabilirsin” diyor. *
Gözlerimden kanlar döküp yâd etmedim. Yüz bin türlü sıkıntıya koydun feryat etmedim. Senden korkup hasta gönlümü şad etmedim. Lâmekân’da Hak’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Hoca, kendisini lâmekânda cemal görüp Hak’tan dersler alma saadetine ulaştıran başarılı imtihanlarından nasıl geçtiğini anlatırken bize de yol gösteriyor.
Gözlerinizden kanlı yaşlar dökseniz bile bunu hatırlamayın. Yüz bin türlü sıkıntıya girseniz bile feryat etmeyin. Hasta gönlünüzü sevindirmeye kalkışmadan önce Allah korkusundan çekinmeniz gerektiğini hatırlayın. Eğer bu nasihatlara göre davranırsanız; imtihanlarda başarılı olma şansınız vardır.
*
Allah derdi satılık değildir; satıp alsan; Piri Kamil hizmetinde toprak olmasan; Hakk yoluna girmek olmaz, temiz olmasan. Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Allah derdi, dünyadaki dertlerin içinde en özenilecek en mukaddes bir derttir ki ne satılır ne satın alınır. Allah’a giden doğru yolları gösteren Piri Kâmil hizmetinde; son derece mütevazı, yaptığı işi en iyi şekilde canla başla yapan, kendisine söylenmeden Hazretin isteklerini yerine getirmeye çalışan, her şekilde maddi manevi temizliğe dikkat ederek, Hak yoluna girmenin bir nasip ve bir lütuf olduğunu bilerek davranan kimsenin, eninde sonunda YAKINLIĞI kazanacağını bu hikmet açıklamaktadır. *
Ey arkadaşlar; aşk derdine deva olmaz; diri oldukça aşk defteri tamam olmaz. Dar lahitte kemikleri ayrık olmaz. Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Aşk ve ilim daha önce bahsettiğimiz gibi Tanrı’nın çok kudretli iki yaratıcı gücüdür. İki kelimesini kullanmamız daha rahat açılım yapmak adınadır. Çünkü aslında ilimle aşk aynıdır, birdir. Aynı ışığın farklı boyutlarıdır. Aşk, durmadan ilimi doğurur. İlim de aşkı buldurur. Einstein “Allah’ı laboratuarda buldum.” derken bunu ifade ediyordu. Aşk yaratıcı olduğu için durmadan üretir. Ve aşığı bu yüzden zora sokar, dertlendirir. O yüzden aşk derdine deva olmaz. İnsan yaşarken çok doğal olarak aşk defteri tamam olmaz. Âşık öldükten sonra dar lahitte kemikleri ayrılmaz ve vücudu dağılmaz. Çünkü, hakiki aşıklar aynı zamanda maşuk oldukları için yokluk ve büyük değişime yani ölüme meydan okurlar. O yüzden mübarek kabirleri ziyaret edenler, evliyanın rahmetli vücudunun neşrettiği olumlu hayat enerjisinden istifade ederek dertlerinden ve yanlışlarından kurtulabilirler. *
Aşk padişah, âşık fakir nefes alamaz. Hakk’tan izin olmadıkça konuşamaz. Hakk öğüdünü alan dünya arayamaz. Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
AÇIKLAMALAR:
Aşk padişahtır, âşık fakir. O yüzden padişahtan emir çıkmadan aşık bir dem bile kendi kafasına göre davranamaz. Hakk’tan izin olmadıkça konuşamaz. (Abdülkadir Geylani Hz. İlahi Armağan “Bin ermişten ancak bir kişiye konuşma izni verilmektedir.”) Hakk’tan öğüt almış kimseler dünya ile ilgili hiçbir şeyle nefisleri adına ilgilenemez.
*
Kul Ahmet yedi yaşta dersler aldım. Sekizimde dünya tasasını terk eyledim; dokuzumda Hüda’m hazır bildim. Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.
|