SORGULAMA
Hiçbir şeyin anlam taşımadığı
Zamanlarınız olur mu?
Neyleyeceksiniz?
Her şey farklıysa…
Ne yapıp edip,
Bir şeyler yapmalı güvenle..
İnanır mısınız?
Tıpkı yağmur sonrası gibiydi,
Zelzelede, tsunami de
Karşınızdaki görüntüler…
Sadece rakamlar vardır belki!
Ölümlü dünyada..
Fırtına gibi,
Ayağınıza geliyor çılgınlıklar..
Sahip olmak mıydı bütün mesele?
Mülk nedir çoğu da bilmez..
Şiirsel bir kır öyküsüne,
Umarım zarar vermezler
Çünkü;
Yalancılıktan uzak olsa da,
Hazin bir gerçektir yalnızlık…
Neden yaptın diyorlar?
Oysa, aniden oldu ateş
Ve iki yakanın bir araya gelmesi…
Şaşırtıcı değil mi?
Kötü geçen çocukluk yüzünden
Bütün bunlar
Ve konuşmak;
Mavi bir balonu üflemekti…
Hemen geliyorum arkadaşlığa,
Tatlı küçük bir gülüşle,
Rüzgârın sesi gibi…
Saatlerin hiçbiri tam değil zaten…
Neden elmasların peşine düşerler sanki?
Parlayıp dururken su damlaları,
Sevinci yaşayan gönüllerle…
En iyisini sunuyoruz aklımızca(!)
Önlemi hiç alınmadan
Gelebilecek belâlara..
Düşünceyi şaşırtan
Yalakaların, maskeleri elimizde..
Her zaman,
Yeni maskeler de icat edilebilir…
Perende atan kurbanlarla,
Asıl dans, kaldırımlarda,
Havai fişeklerin aydınlığında..
Zorlu görev;
Korkulu rüyaları,
Masumlara sunmak…
Karanlıkta yaralanmadan,
İnsanların
Birbirleriyle savaşmak adına,
Elleriyle yaptıklarına bak…
Nehirler gibi gidiyoruz
Bilmeden,
Birbirimize olan ihtiyaçlarımızı…
Hiçbir savaş kahramanı,
Kendi içimizdeki uçurumu
Sorgulayan kişi kadar
Cesur olamaz…
25 Ağustos 1998 Göztepe
|