HAL-İ PÜR MEALİMİZ
İnceden taa derinliğimizde
Nasıl bir hünerle kıpırdanır;
Ecdadımızın hünerleri,
Sonlu ve sonsuz anlamıyla,
Zorlar sınırlarını
Soylu baş kaldırışlarımızın…
Bu yüzden sürgünüz,
Pek kestiremediğimiz sebeplerle
Duyumsuz gibi duyumluyuz şiddetinden…
Tartışılmaz sonumuzu iteliyerek,
Belirsiz ışık demetlerini yansıtan ellerimiz
Boşlukta salınıyor hâlâ…
Kucağımızda uyuttuğumuz kendimizle,
Dünyayı sırtımızda taşıyoruz…
Karanlık yumurtluyor üzerimize gelenler
Olanca dayatmalarıyla…
Yayılıyor halimize, korkularımız...
Anlamıyor muyuz acaba?
Yaşıyor muyuz sanki?
Gözyaşlarının durmuş saat yelkovanlarında…
Ne olacak sanki konuşsak?
Tanıyamayacağımız dillerden birbirimize…
Ölümle özdeşir gibi cevapsız
Yenileyerek sorular soruyoruz usanmadan
Okunaksız gözlere…
Ve küskünlüğümüzde yoğunlaşıyor çaresizlik
Lüzumsuz tüketimlerimizin hesaplarında,
Gurbet çiçekleri açıyor…
Hayatı sömüren;
Karmaşık sembollerde yargılanıyoruz,
Durmadan amansızca…
Birbirimize yönelişlerimizden,
Manasını seçemediğimiz düşlerden,
Umutlar türetmek istiyoruz…
Korkunç bir cesaretle, uz görüşten yoksul
Suskun bir yüze dönüşmeden geleceğimize…
Ankara Sanat Sayı 120
IŞIK SÜKAN 1976
|