Misafir Geldiğinde
Hava Kuvvetleri Ordusu’nun kuruluşunda,
orduya çok ciddi hizmetlerde bulunmuş Zeki Doğan
Paşa, devrinin en önemli generallerindendi. O
devirde babam paşanın hizmetinde bölük kumandanı
ve rütbesi de sadece üst teğmen. Babamın üstün
hizmetleri generali büyülemiş. Her türlü protokol
ve adetleri göz ardı eden ve ailemizle yakın dostluk
ilişkisi geliştirmek arzusunda bulunan Paşa hazretlerinin
zevcesi bizim mütevazi evimizi ziyaretleriyle
şereflendirdi. Osmanlı hanedanlığı ile kurbiyeti
bulunan annem tam bir İstanbul hanımefendisiydi.
Devrinin de ender bulunan güzellerindendi. Bu
ziyaret için gereğince hoş bir karşılama yapıldı.
Güven 3,5 ben ise, 5 yaşındayım. Hanımefendiye
reverans yaparak, “Hoş geldiniz!” dedim.
Paşa hazretlerinin zevcesi şahane
ipek emprimeden yapılmış bir entari(giysi) giymişti.
Pek güzel olduğunu bildiğinden olacak, sinesini
de cömertçe ortaya çıkaran gayet geniş yakalı
bir kreasyonu seçmiş ve o zamanlar pek moda olan,
pırlantalarla müzeyyen platin bir pantantif takmıştı.
Kardeşim Güven çapkın bir
çocuk olup, kadın göğüslerine acayip zaafı vardı.
Onun için hanımefendi başköşedeki koltuğuna yerleşir
yerleşmez, büyük bir cesaretle onun kucağına tırmandı,
bir kedi gibi de iyice yerleşti. Çok sevimli olduğu
için bu hareketi bayan Doğan’ın fevkalade hoşuna
gitti. Annemle sohbete başlayınca kardeşimin minik
eli ustalıkla hanımefendinin göğüslerinin mahrem
noktalarında dolaşmaya başlayınca, annem mahçubiyet
içinde: “Sizi çocuk rahatsız etmesin efendim.”
derdemez Güven elini mahrem bölgelerden çekip,
platin pantantifi tutarak yüzünü kaldırıp, “Hanımefendiciğim,
bu güzel şeyleri size Zeki Paşa mı alıyor demez
mi?”
|